Neden soruyorsun halimi bana Yolumdaki diken namert dost imiş Zaten misafirim bu garip hana El atını çeken namert dost imiş
Dağlarda bağırdım dağlarda doldum Hilalde can buldum güneşte soldum Susuz bahçelerin bağbanı oldum Ağacımı söken namert dost imiş
Söküldü ağacım koptu zelzele Hazan vurdu dalındaki gazele Elim sundum gönlümdeki güzele Bileğimi büken namert dost imiş
Muhabbet eyledim sözüm yaktılar Uykusuz gecede gözüm yaktılar Garip Sefaiyem özüm yaktılar Yarama tuz döken namert dost imiş |